Turkey History

Vom demokratischen Aufbruch zur Autokratie – über einen beunruhigenden Wandel. Seit seiner Machtübernahme 2002 hat Recep Tayyip Erdoğan einen radikalen Wandel in der Türkei eingeleitet. Das Land, das einst eine Säule des westlichen Bündnisses war, betreibt eine militaristische Außenpolitik, die sich von Bergkarabach bis Libyen in regionale Krisenherde einmischt. Sein früheres demokratisches Streben, u. a. um eine EU-Mitgliedschaft, ist einer gefährlichen Ein-Mann-Herrschaft gewichen.

During his reign, Suleiman the Magnificent guided the Ottoman Empire through its golden age of trade and expansion. His reign changed the face of the world and the lives of millions of people, and his name echoes down to us in the present day. Suleiman the Magnificent was unlike any other sultan before or after him, and this audiobook explains why.

With this audiobook, you will embark on a captivating journey through the history of the Byzantine Empire. Immerse yourself in a tale of grandeur, intrigue, and adventure as you discover the secrets of this ancient civilization.

Sorto nel XV secolo sulle rovine dello stato selgiuchide e di Bisanzio, l'impero ottomano si estende rapidamente sino alle frontiere dell'Austria-Ungheria, in Medio Oriente e nell'Africa settentrionale. Questo volume ne ripercorre la storia politica dalle origini all'apogeo, e poi fino alla sua disgregazione, cominciata già nel XVII secolo e consumatasi nel corso dell'Ottocento, con il risveglio dei nazionalismi balcanici e sotto la spinta imperialista delle nuove potenze industriali.

El Imperio Otomano se alió con Alemania y Austria-Hungría en la Primera Guerra Mundial. Esto resultó, entre otras consecuencias catastróficas, en la guerra que duró dos años más de lo que debería, las dos revoluciones rusas de 1917 y la dictadura bolchevique, el genocidio del pueblo armenio, quince millones de muertos y el desmembramiento del Imperio Otomano, con el nacimiento de una miríada de nuevos Estados en Oriente Medio cuya inestabilidad social, económica y política sigue sin resolverse un siglo después.

The Ottoman Empire was a strong world power for over 600 years beginning in the late 13th century. How did it rise from one man who was given charge of a small parcel of land to an empire that spanned three continents? Why did it begin to lose battle after battle, eventually reaching a point where it was beaten back by its enemies? Which sultans presented the empire with the tools for success and which destroyed the unity? What contributed to its demise?

Istanbul, com'è stata chiamata fin dalla conquista ottomana del 1453, ma com'è denominata ufficialmente solo all'indomani della Prima guerra mondiale. "Nèa Ryme", Nuova Roma, secondo il suo nome ufficiale. Costantinopoli, il suo vero nome, da sempre e per sempre. Un nome che evoca immagini mirabili: il sogno dell'Oriente, le lontananze raggiungibili attraverso il Bosforo e l'Anatolia. Le moschee, gli harem, i sufi danzanti, gli aromi dei bazar. Da mezzo millennio l'Europa identifica in quella sola città il prezioso anello di congiunzione fra l'antichità perduta e la modernità.

Se Atatürk volle una Turchia laica e occidentale, oggi Erdogan va nella direzione opposta. Il paese sta assistendo infatti a una rapidissima reislamizzazione, segno che ottant'anni di laicismo di stato non hanno mai scalfito davvero l'islamismo delle masse. Dopo il recente golpe mancato, impadronitosi di ogni apparato statale, abbandonato ogni discorso europeo, Erdogan mira a far diventare la Turchia leader di un'area vastissima (che ricalca quella dell'antico impero ottomano) e paese guida dei sunniti.

Gallipoli: the mere name summons the story of this well-known campaign of the First World War. And the story of Gallipoli, where in August 1915 the Allied forces made their last valiant effort against the Turks, is one of infamous might-have-beens. If only the Allies had held out a little longer, pushed a little harder, had better luck, Gallipoli might have been the decisive triumph that knocked the Ottoman Empire out of the First World War.

Per dieci secoli Costantinopoli è stata l'altra Roma. Poi, in una giornata di primavera del 1453, tutto è cambiato. Roma s'inabissava, nasceva Istanbul. Una città eterna, prodigiosa, inquieta. Un luogo del mondo dove è possibile incrociare le storie di imperatrici belle e crudeli, di sultani folli e saggi, di schiave e avventurieri. Storie piccole e grandissime ritrovate e raccontate da un autore capace, come raramente accade, di fondere in un unico sguardo sapere e meraviglia.

Die Rolle des Osmanischen Reiches in der Weltgeschichte – von einem kleinen türkischen Fürstentum zu einer globalen Supermacht – ist unbestreitbar. Über sechs Jahrhunderte lang war das Reich das wohl stärkste muslimische Imperium der Welt und beherrschte seine Rivalen in Europa und Asien über viele Jahre hinweg.

The Ottoman Empire: The Untold Story to its Rise and Fall Plus the Revolutionary War: The Making of America (2 Books in 1) brings that history and the life-changing accounts to life. This two-book bundle takes a deep dive into the everyday lives of colonists, explores the upheaval and rebellions that shaped the lives of those who were there and for generations to come, the stronghold the Ottoman Empire had on the world, the origins of its storied population and how they came to power, the contributions they made, and more.

Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi serisinin yeni bölümlerinden bildirim yoluyla haberdar olmak için seriyi takip etmeyi lütfen unutmayın. Bugünün modern dünyası nasıl, ne zaman ve nerede ortaya çıktı? 1789 Büyük Fransız Devrimi ve "Halkların Baharı" denen 1848 devrimlerinden, 1860'larda İtalya ve Almanya'nın birliklerini kurmalarına kadar uzanan bir süreçte, Sanayi Devriminin etkisiyle ya da ona tepki olarak dünyaya gelen liberalizm, romantizm, sosyalizm ve milliyetçilik gibi akımlar Avrupa'nın çehresini değiştirmeye başlar.

Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi serisinin yeni bölümlerinden bildirim yoluyla haberdar olmak için seriyi takip etmeyi lütfen unutmayın. İslâm tasavvufu çerçevesinde, Anadolu’da en yaygın ve en çok müridi bulunan tarikatlar, 12’nci yüzyıl sonunda Irak’ta kurulup Hindistan, Türkistan, Çin, Magrib’e kadar yayılmış bulunan Kadiriye, 13’üncü yüzyıl Anadolu’sunda merkezileşmiş Mevleviye, 14’üncü yüzyılda Yeseviye’nin bir kolu olarak kurulup Arnavutluk’ta da yayılmış bulunan Bektaşiye ve bir Türkistan tarikatı olmakla birlikte Hindistan, Türkistan, Çin, Malezya’ya kadar uzanan Nakşibendiye'dir.

Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi serisinin yeni bölümlerinden bildirim yoluyla haberdar olmak için seriyi takip etmeyi lütfen unutmayın. Osmanlı'da etkileyici bir törenin ihtişamı, nasıl ki devlet adamlarının değerli kumaşlardan yapılmış göz alıcı tören giysileri içinde tahtın iki yanına dizilmeleriyle; tüm görevlilerin adeta bir sahne düzenlemesini bütünleyecek şekilde yer almaları gibi kestirme ve elverişli yoldan çözülmüşse, bahçeler yaratılırken de kolay yollar aranmış, bahçelerin düzenlendiği yerlerdeki doğal koşullara uyan tasarımlara gidilmiştir.

Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi serisinin yeni bölümlerinden bildirim yoluyla haberdar olmak için seriyi takip etmeyi lütfen unutmayın. Osmanlı Devleti tarihi 14'üncü yüzyıldan beri dünya tarihini yakından ilgilendiren konulardan biridir. Nicolae Lorga (Jorga), Johann Wilhelm Zinkeisen, Joseph von Hammer gibi Batılı Osmanlı tarihçilerinin yanı sıra, Türkiye’de genel Osmanlı tarihi üzerinde son zamanlarda İsmail Hakkı Uzunçarşılı ve Enver Ziya Karal'ın eserleri kayda değer.

Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi serisinin yeni bölümlerinden bildirim yoluyla haberdar olmak için seriyi takip etmeyi lütfen unutmayın. Anadolu'da, halk mizahı filozoflarının hiciv anlayışı, nüktelerin altına saklanan derin anlamlarla, Türklerin olaylar karşısındaki tavır alışını, pratik zekâsını, hoşgörüsünü, sorunlar hakkında hüküm verişini adeta bir aynaya yansıtır. Bir tebessüm yaratırken mutlaka alınacak bir ders vardır.

Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi serisinin yeni bölümlerinden bildirim yoluyla haberdar olmak için seriyi takip etmeyi lütfen unutmayın. Hazret (Peygamber) mihrâbda ayağ üzre dururken hemân Sa‘d-ı Vakkâs hazretleri elimden yapışıp Hazret'in huzûruna götürüp; "Âşık-ı sâdıkın ve ümmet-i müştâkın Evliyâkulun şefâatin ricâ eder" deyip Hazret'e götürüp "Mübârek dest-i şerîflerin bûs eyle" deyince bükâ âlûd olup mübârek dest-i şerîfine küstâhâne leb urup mehâbetinden, "Şefâ‘at yâ Resûlallâh" diyecek mahalde hemân "Seyâhat yâ Resûlallâh demişim".

Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi serisinin yeni bölümlerinden bildirim yoluyla haberdar olmak için seriyi takip etmeyi lütfen unutmayın. Başlangıçta, bireysel hayırseverlik ve sevap işleme duygusundan doğan vakıflar, sonradan, kamu yararı, inanç, sosyal sorumluluk ve aile dayanışması gibi motivasyonların da eklenmesiyle bir sosyal düzen aracı haline gelir. Zamanla birçok kamu hizmetini gerçekleştirmek için kullanılan hukuki bir müessese işlevini de görür.

Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi serisinin yeni bölümlerinden bildirim yoluyla haberdar olmak için seriyi takip etmeyi lütfen unutmayın. Osmanlı yönetim, Türk ordularının 18’inci yüzyılda uğradıkları hezimetleri sadece askerlik fen ve sanatındaki geriliğe bağlamışlar, Avrupa’nın silâh, ve savaş gereçlerine, gemi mühendisliğine ve gemiciliğe, yeni istihkâm yöntemlerine, topçuluk ve askeri taktiklere, teknolojiye yönelik alıntı ve temaslar tek tek kültür ögelerinin alınmasıyla sınırlı kalmıştır. Batıdan teknik alıntılar yapılmasında dinen de sakınca görülmemiştir.