Showing results by author "LUST" in All Categories

"„Jis nuleidžia kojas ant žemės ir išjungia variklį, o kai staigiai nusiėmęs šalmą papurto šviesius, pečius siekiančius plaukus, pasijuntu tarytum užhipnotizuota. Per nugarą perbėga drebulys. Negaliu atsispirti pagundai pakelti akis aukštyn, tad nėmaž nedvejodama taip ir padarau. Kai mūsų žvilgsniai susitinka, mano kūnu perbėga elektros srovė. Visiškai pamirštu kvėpuoti, kol plaučiai primena apie save ir aš godžiai įkvepiu." Šis apsakymas išleistas bendradarbiaujant su Švedijos filmų prodiusere Erika Lust.

"„...žiūrėdama į jį jaučiausi sutrikusi, man svaigo galva. Staigaus impulso pagauta nusitraukiau suknutę per galvą ir numečiau ją ant žemės. Kelnaitės sudrėko nuo prakaito ir geismo. Nusmaukiau jas žemyn, kur suglamžyta krūvele jos atgulė šalia suknelės. Nuogomis krūtimis jaučiau lango vėsą, jutau, kaip visas kūnas įsitempia. Galvoti tepajėgiau tik apie šio jaunuolio kūną, įgudusius jo judesius ir stiprius raumenis." Šis apsakymas išleistas, bendradarbiaujant su Švedijos kino prodiusere Erika Lust.

"Šai viesnīcai piemīt kas unikāls. Kas tāds, kā nav citās viesnīcās. Ciktāl man zināms. Kas tāds, kas pieejams tikai bagātākajiem klientiem. Tā ir ROTAĻU ISTABA. Tā ir vieta, kur par maksu Jūs varat vērot, kā citi nodarbojas ar seksu. Viesnīcas viesi var nodarboties ar seksu arī ar citiem viesiem. Tomēr šajā stāstā aizraujošs un unikāls ir tas, ka pretējā sienā ir lūka, no kuras visu novēro vēl viens acu pāris. Lūka aizveras, tiklīdz pāris beidz mīlēties. Šis īsais stāsts ir publicēts sadarbībā ar zviedru filmu producenti Ēriku Lustu.

""Mans ķermenis trīcēja tā, ka es knapi spēju nostāvēt kājās. Esmu droša, ka viņš to zināja, jo viņš mani sagrāba un pacēla gaisā, vienlaikus ar muti un mēli piesūcoties manam otram krūtsgalam. Es jutu, ka pavisam drīz sasniegšu orgasmu. Viņš mani atlaida, pirms es to sasniedzu, un man vajadzēja satvert krēslu, kas atradās aiz manis, lai noturētos kājās. Ārsts Andersens bija pagriezies pret rakstāmgaldu, bet pār plecu teica: "Iekārtojies ērtāk. Es ievēroju, ka tavi krūšu gali ir tieši tādi, kādiem tiem jābūt, un tie ir ļoti jutīgi." Es apsēdos uz ginekoloģisko izmeklējumu krēsla.

"Viņa smaida, atcerēdamās, kā viņi brauca uz mežu. Viņa novietoja mašīnu uz maza zemesceļa meža malā. Todien bija ļoti silts, tāpēc viņi atvēra mašīnas logus, lai atvēsinātos. Todien mašīnā ieplūda rasā piemirkušas zāles smarža un strazda vīterošana. Todien putni apklusa, dzirdot viņas kliedzienus orgasma laikā. Šis īsais stāsts ir publicēts sadarbībā ar zviedru filmu producenti Ēriku Lustu. Viņa vēlas attēlot cilvēku dabu un dažādību, apvienojot kaislības, intimitātes, iekāres un mīlestības pilnus stāstus ar spēcīgiem raksturiem un erotiku. " Sarah Skov ir jaunas rakstnieces pseidonīms.

"„Spaudžiamos krūtys ėmė skaudėti - atrodė, kad tuoj sprogs. Atsainiai pasilenkiau virš prekystalio, bet niekas nematė, kad jo rankos gniaužė mano krūtis, jų oda spraudėsi pro jo pirštus. Jei stoviu visiškai ramiai ir sutelkiu visą dėmesį galiu pajusti, kaip tamsūs jo plaštakų plaukeliai kutena man ranką. Sulaikiau kvėpavimą ir tyliai atsidusau, pakeldama galvą. Mūsų žvilgsniai susitiko." Šis apsakymas išleistas, bendradarbiaujant su Švedijos kino prodiusere Erika Lust.

"""Es jau biju mazliet nomierinājies, kad piecas minūtes vēlāk viņa parādījās guļamistabas durvīs. Ar izlaistiem matiem. Bez brillēm. Uz lūpam sarkana lūpu krāsa. Un mugurā viņai bija mežģīņu bodijs, zem kura viņai nekā nebija. Viņas ķermenis bija tikpat lielisks, cik viņas tvirtais dibens, ko biju redzējis pirms brīža. Lai piešķirtu neķītru noskaņu, viņa bija uzlīmējusi melnus līmlentas krustus uz krūšgaliem.» Šis īsais stāsts ir publicēts sadarbībā ar zviedru filmu producenti Ēriku Lustu.

„Septintajame praeito amžiaus dešimtmetyje svajojome drąsiau, tačiau net neabejojome, kad įmanoma yra viskas - net ir dulkintis su savo dėstytoju ant jo darbo stalo, kai nieko neįtariantys kiti universiteto lankytojai vaikšto už durų." Prabėgo jau tiek metų, o laisvai samdoma žurnalistė iš Paryžiaus, kiekvieną kartą užbaigusi straipsnį, negali nustoti galvoti apie buvusį savo dėstytoją.

"Ayaklarını yere koydu ve motoru kapattı. Birden kaskını çıkarıp omuz hizasındaki sarı saçlarını sallayarak düzelttiğinde ise hipnotize olmuş gibi hissettim. Sırtımdan bir ürperti dalgası aktı. Gözlerimi yukarı kaldırma arzusuna daha fazla dayanamadım ve pek tereddüt etmeden yüzüne baktım. Bakışlarım onunkilerle buluştuğunda vücudumdan bir elektrik akımı geçtiğini hissettim. Ciğerlerim bu duruma itiraz ederek beni uyarmasa nefes almayı bile unutacaktım." Bu öykü, İsveçli film yapımcısı Erika Lust işbirliğiyle yayınlanmıştır.

""Hatıralarımda varlığını öyle net hissediyorum ki... Hayallerimde gerçeksin, benimsin. Dudakların yine dudaklarımı buluyor. Dilin tıpkı hatırladığım gibi oyunbaz. Tavırların hem şehvetli hem de meraklı. Kahkahan ateş gibi yakıyor. Ellerin sürekli bir şeyler peşinde. Öpücüklerin kararlı, bedenin açgözlü ama bir o kadar da itaatkar. Sıcaklığını aletimin çevresinde, ıslak ve kaygan klitorisini parmaklarımın ucunda hissediyorum. Orgazm olmadan hemen önce daralıyor, aletimi adeta sıkı sıkı sarıyorsun." Bu kısa öykü, İsveçli film yapımcısı Erika Lust işbirliğiyle yayınlanmıştır.

""Daha dilim meme ucuna değer değmez, orgazm olacakmış gibi hızla nefes alıp vermeye başladı. "Elmas ne kadar büyük?" diye sordum. Nefesi kesilerek yanıt verdi: "Dur..." Meme ucunu yine ağzıma aldım. Yaprak gibi titriyordu. Korsesini kolaylıkla çıkardım. Dimdik ve diri göğüslerinin üzerindeki meme uçları taş gibi sertleşmişti. Barın üstüne çıkarak üzerine eğildim ve tekrar sordum: "Elmas ne kadar büyük?"" Genç ve güzel bir kadın, işleri pek de iyi gitmeyen bir özel dedektifle ürkütücü bir barda buluşmak istediğini söyler.

"Mēs traucāmies tumšajā naktī. Ļāvu pirkstiem slīdēt pāri krūtīm, vēderam un tad paslidināju tos zem kleitas. Jūtu, kā sirds pulsē zem ādas. Ja dienu pēc savas mežonīgās 30.gadu dzimšanas dienas ballītes spēj domāt tikai par to, ka tev vajadzīgs kārtīgs drāziens, tad pienācis laiks rīkoties. Viņa vairs ilgāk nespēj gaidīt. Viņa grib seksu, pat ja tas ir tikai sekss. Tam jābūt kaislīgam, un tam jānotiek tūlīt. Viņa pārdod visdārgāko dzimšanas dienas dāvanu un izsauc taksometru. Viņas galamērķis ir pirmais saderīgais partneris, kuru viņa atradīs Tinder aplikācijā...

"„Man pavyko šiek tiek aprimti, kai po maždaug penkių minučių ji pasirodė miegamojo tarpduryje. Palaidais plaukais. Be akinių. Raudonai pasidažiusi lūpas. Nėriniuota glaustinuke, atskleidžiančia, kad po ja nieko nėra, ir visas jos kūnas tobulai derinosi su stangriu užpakaliuku, kurį prieš tai mačiau. Papildomas ekscentriškas akcentas buvo du juodos lipnios juostelės kryželiai ant krūtų spenelių." Šis apsakymas išleistas, bendradarbiaujant su Švedijos kino prodiusere Erika Lust.

""1960’larda hayaller giderek büyüyor, bizi her şeyin mümkün olduğuna inandırıyordu. Koridorda bir ileri bir geri yürüyen, her şeyden habersiz insanlara aldırmadan üniversite profesörüyle sevişmek bile kulağa normal geliyordu." Parisli gazeteci, üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen her makalesinin sonunda eski profesörünü hatırlamadan edemiyordu. Ofisinde geçirdiği unutulmaz saatleri, masasının üzerinde ona sahip olduğu anları, yavaşça içine nasıl girdiğini ve hayatında hiç olmadığı kadar nasıl ıslandığını hatırlıyordu.

"Artık canım ne zaman isterse, ne zaman vaktim olursa ve param olduğu her an orgazm olabiliyorum. Düşünmeme gerek yok. Efendim nelerden hoşlandığımı biliyor. Uzun süredir canımın istediği her şeyi yapıyor. Beni cezalandırıyor, bağlıyor ve dövüyor. Beni zorluyor. İşini de seviyor. Çok seviyor, biliyorum. Son birkaç seferimizde o da orgazm yaşadı. Klinikten aldığım broşür bundan bahsetmiyor ama. İlk geldiğimde yaşamadı. Tüm o müşterilerden sonra enerjisi yoktu herhalde. Bundan gurur duymamaya çalışıyorum, ama engel de olamıyorum.

"„Praktiškai nebegalėjau išstovėti ant kojų, nes visas mano kūnas drebėjo. Net neabejoju, kad jis tai suprato, nes čiupo mane ir kilstelėjo, tuo pačiu metu burna ir liežuviu glamonėdamas antrąjį mano spenelį. Tiek betrūko, kad būčiau patyrusi orgazmą. Prieš pat pasiekiant viršūnę jis mane paleido, o aš klupdama atgavau pusiausvyrą tik įsikibusi į kėdę sau už nugaros. Gydytojas Andersenas nusisuko į savo darbo stalą, tačiau per petį tarstelėjo: - „Įsitaisyk patogiai. Nustačiau, kad tavo speneliai funkcionuoja taip, kaip ir turėtų, ir kad jie yra be galo jautrūs.

"Beş dakika kadar sonra yatak odasının kapısında belirdi. Ben de o zamana kadar biraz sakinleşmeyi başarmıştım. Saçlarını açmış, gözlüklerini çıkarmış, kırmızı bir ruj sürmüştü. Dantelli kombinezonunun altında hiçbir şey olmadığı belli oluyor, poposunun az önce gördüğüm gibi sımsıkı olduğunu doğruluyordu. Edepsizliklerine bir yenisini katıp, meme uçlarının üzerine haç işareti şeklinde siyah bantlar yapıştırmıştı." Bu kısa öykü, İsveçli film yapımcısı Erika Lust işbirliğiyle yayınlanmıştır.

""Barselona’ya yeni taşınmıştım ve girdiğim işte, çalışma arkadaşlarımdan başka kimseyi tanımıyordum. Halka açık havuzdan bana bahseden de onlardı zaten. Havuzlardan birinde bir adam yüzüyordu. Suya daldım ve gözlerimi açtım. Adamın vücudu gerçekten biçimli ve kaslıydı. Bacaklarıyla suyu iterken poposu kasılıyordu. Tekrar yüzeye çıktım ve bir elimle havuzun kenarına tutundum. Adam yüzerek benden uzaklaşırken boştaki elimi bacaklarımın arasına götürdüm. İlk turunda mayonun dışından klitorisimi okşadım. İkinci turunda ise elimi mayonun içine soktum. Vücudum ısınıyordu. Hareketlerim hızlandı.

""Beş adam, üzerlerindeki kürklü pantolonlarla etrafımda zıplıyor, tuhaf hayvan maskeleri takıyorlardı. Maskeler, büyük köpeklerin ısırmalarını önlemek için takılan ağızlıklara benziyordu. İblis kostümü olarak kullanmak için mükemmel bir seçimdi. Sonunda peri fantezimi yaşıyordum. Sonunda hayalim gerçek olmuştu. Beş küçük iblis, onlara baktığımı görünce dansa başlamaları gerektiğini anlamışlardı. Adımlarının giderek daha da yaklaştığını duyabiliyordum." Bu kısa öykü, İsveçli film yapımcısı Erika Lust işbirliğiyle yayınlanmıştır.

"Lei fece scorrere la mano sulla sua coscia, solo qualche centimetro in entrambe le direzioni, ma non c’era dubbio al riguardo. C gli stava accarezzando la coscia. E a lui piaceva". La rockstar Paul McKenzie ha una nuova regola: rimanere fedele a sua moglie. Ultimamente è stato molto bravo a rispettarla. Ma quando incontra la sua fan più devota, Candice, da sola e in lacrime a una stazione di servizio sperduta in mezzo al nulla, non riesce a voltarle le spalle. Ha un aspetto così indifeso, con quegli occhioni blu.